İslam Akidesi
  MÜŞRİKLERİN KESTİĞİ ET YENİR Mİ?
 

بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

 

“Rabbin İçin Namaz Kıl ve Kurban Kes!”

 

(Kevser suresi, 2)

 


Şanı yüce olan Rabbimiz, şirkten ve şirk ehlinden uzak duran ve Tevhidi sağlayan Müslümanlara, müşriklerin kesmiş olduğu havyanların etlerini yemeyi haram kılmıştır. Bundan sadece kitap ehli olan Yahudi ve Hristiyanları istisna etmiştir. Müşriklerin dışında Yahudi ve hristiyanların kestikleri hayvanlar Müslümanlara helaldir.
Allah’a şirk koşan, Müslüman olmadığı halde Müslüman olduğunu iddia eden günümüzün insanları da müşriktirler. Bu kimselerin Ehli Kitap hükmünde oldukları da iddia edilmektedir. Bu iddiaları batıldır. Bütün alimlere göre Ehli Kitap, Yahudi ve Hıristiyanlardır.
Hayvan kesimi meselesi mücmel bir meseledir. Bu mesele Kuran ve sünnetten hüküm çıkaramayanların, bu konuda ki nasların delalet ettiği manayı bilmeyenlerin, ulemanın bu konu hakkında ki verdiği hükümden habersiz olanların, direk anlayacağı bir mesele değildir. Onun için dini yönü olan bu konunun üzerinde durulmalı ve bir nassa dayanarak hükümler verilmemelidir. Bir meselede hüküm verileceği zaman o konu ile alakalı bütün deliller bir araya getirilerek naslar cem edilmeli ve hüküm çıkarılmalıdır. Sonuçta bir biriyle çelişkili gibi zannedilen delillerin aslında tezat teşkil etmediği, delilleri bilmediğimizden dolayı zihnimizde karmaşa yaşadığımızı çok açık bir şekilde göreceğiz.
Haram-helal konusu dinimizin en önemli meselesidir. Geçmiş ümmetlerin helak olmasının nedeni, onların haramı helal, helali haram kılmaları ve bu meselede bir birlerine hakkı anlatmamaları olmuştur. Eğer bir topluluk amelleriyle haramı helal kılıyorsa -Allah muhafaza- o topluluk irtidat etmiş demektir. Bu meselede Alimlerin Fetvaları çok nettir.
Allame Takiyuddin Ebi Bekr el-Huseyni(rahimehullah) “Kifayetu’l Ehyar” kitabında şöyle der: “Kim Kur’an’ı pisliğe atarsa ‘ben Müslümanım’ dese dahi kafir olduğu gibi, aynı bu şekilde haram olan bir şeyi ameliyle helalleştiren kişi de kafir olur. Kişinin haramla içli dışlı olması, o haramın helal ve meşru olmasına sebep olur. Bu durumda şeriatın yok olmasına neden olur ki, böyle bir kimse Kuran’ı pisliğe atan bir kimseden daha kafirdir. Zira dini söndüren hali büyük bir delildir ki niyeti çok kötüdür, her ne kadar niyetim iyidir dese de fayda vermez. Bu açık bir konudur şüphe yoktur. (Kifayetu’l Ehyar, 382)
Türkiye gibi Darul küfür olan bir belde de yaşayan Müslümana düşen görev Dinine çok önem vermesi, haramı helali iyice araştırması ve hassasiyet ile Allah’a ibadet etmesidir. Alemlerin Rabbi olan Allah’dan niyazımız odur ki, bizim canımızı Müslüman olarak alsın. Çünkü küfür ve şirk inanılmaz bir şekilde yayılmış, topluluklar yığın yığın dininden irtidat eder olmuşlardır. Allah azze ve celle bizi hükümlerini kabul edip uygulayanlardan kılsın.

Hangi Din Mensuplarının Kestiği Yenir?


Müslüman Olmak: Bukonuda bütün alimler ittifak etmiştir.Allah’u teala şöyle buyuruyor: “..sizin kestiğiniz müstesna..”(Maide:3)Ayetten de anlaşıldığı gibi burada hitap Müslümanlaradır.
Kitap ehli (yahudi veya hıristiyan) Olmak: Bütün alimlere göre yahudi ve hristiyanların kestiği helaldir. Delilleri:
1- Allah’u teala şöyle buyuruyor: “..Kitap ehlinin yemeği size helaldir..”(Maide: 5)Bütün alimlere göre ayette geçen “taam-yemek” kelimesinden kastedilen, kestikleri etlerdir. Eğer Müşriklerin, üzerine Allahın adını anarak kestikleri helal olsaydı, Allahu tealanın bu ayeti indirmesi gereksiz olurdu (haşa). Fıkıh usulu gereğince ehli kitabın yiyeceklerinin istisna edilmesi (tahsis edilmesi), herkesin kestiğinin yenemeyeceğinin en büyük delillerindendir. Eğer buradaki illet besmele olsaydı, Allah’u teala bu hükmü indirmezdi. Sadece Enam suresi 121. ayeti belirtir ve Yahudi ile hırıstiyanları istisna etmezdi.
2- Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Nıptiler’in bulunduğu Fars topraklarına indiğinizde onlardan et satın almak isterseniz, eğer hayvanı kesen yahudi ve hristiyan ise alın ve yeyin! Onu kesen mecusi ise yemeyin!”(İmam Ahmed rivayet etti ve sahihtir dedi.)
3- Hayber’in fethinde yahudilerden bir kadın, kesip kızarttığı koyun butunu zehirleyerek Rasulullah’a ikram etti. Rasulullah (s.a.s) ondan bir çiğnem ısırdı. Fakat sonra, yemeyip tükürdü. Sahabelerden bir kimse (Bişr b. Bera b. Marur) ise ondan yedi ve bu sebeple öldü. (Buhari, Müslim)
4- Abdullah b. Muğaffel, Hayber’de yahudilerin kesip de attıkları bir yağ parçasından istifade etmek istedi. Rasulullah (s.a.s) de ona izin verdi. (Buhari, Müslim, Siyeri Halebi)
Müşrik, Putperest ve Mürted Olmamak: Dört mezheb, zahiriler, bütün fıkıh ve hadis alimleri, besmele çekseler bile kitap ehli dışındaki müşrik, putperest ve mürtedlerin kestiğinden yemenin haram olduğunu bildirmişlerdir.(1)Delilleri:
1- Yüce Allah: “..sizin kestiğiniz müstesna..” (Maide: 3) ayetiyle sadece Müslümanların kestiğini helal, diğer bütün müşriklerin kestiklerini haram kılmıştır. Daha sonra bu hükümden Maide:5 ayetiyle kitap ehlinin kestiğini istisna etmiştir. Sadece kitap ehlinin istisna edilmesi, kitap ehli dışındaki müşriklerin kestiklerinin haram olduğunu gösterir. Eğer bütün müşriklerin kestiği helal olsaydı, Allah’ın; “Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir” buyurması anlamsız olurdu. (Haşa) Çünkü, helal kılınan bir şeyin daha sonra tekrar, tahsis edilerek helal kılınması anlamsızdır.
2- Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: “Nıptilerin bulunduğu Fars topraklarına indiğiniz zaman et satın almak istediğinizde, eğer hayvanı kesen yahudi veya hristiyan ise alın ve yeyin, kesen mecusi ise yemeyin.” (İmam Ahmed nakletti ve sahih dedi.)
3- Yezid b. Habib’den, Ebul Hayr ona şöyle dedi: İbni Va’le es Sebei’nin üzerinde bir kürk gördüm ve ona dokundum. O: “Ona neden dokunuyorsun?” diye bana sordu ve İbni Abbas’a: “Bizler Mağrib (diyarın) da bulunuyoruz. Bizimle beraber Berberi ve Mecusiler de vardır. Onlar bize kestikleri koçlardan getiriyorlar. Fakat biz onların kestiklerini yemiyoruz. Bir de onlar, içlerine yağ koydukları deri tulumlarından getiriyorlar. (Bunları ne yapalım?) dedim. İbni Abbas (r.a) da: “Biz bunu Rasulullah’a sorduk, bize: “Deriyi tabaklamak onu temizler” cevabını verdi.” (Müslim)
4- Müslümanların icmaı: Bütün sahabeler ve tabiin, Müslümanlar ve kitap ehli dışında kalan kimselerin kestiklerinin haram olduğunda ittifak etmişlerdir. Bize, Müslüman veya ehli kitab dışındaki kimselerin kestiklerinin yenebileceğine dair hiçbir rivayet ulaşmamıştır.(2)
5- Bütün alimlere göre; ehli kitabın dinine girmiş olsa bile mürtedin kestiği hayvanın eti haramdır.Ali b. Ebi Talib (r.a) Beni Tağlib hıristiyanlarının ne kestiklerinin yenmesini ne de kadınlarıyla evlenilmesini helal sayıyordu. Çünkü onlar Müslüman olduktan sonra irtidat edip hristiyan oldular.(3)
6- Rasulullah (s.a.s): Mecusilere, ehli kitaba davrandığınız gibi davranın. Fakat kadınlarıyla evlenmeyin, kestiklerini yemeyin!” buyurdu. (Ebu Davud)
7- İkrime’den, İbn-i Abbas (r.a) şöyle demiştir: “Allah: “Üzerine Allah’ın adı anılmadan kesilen (hayvan)lardan yemeyin!” (En’am: 121) buyurduktan sonra bu hükümden; “Kitap ehlinin yemeği (kestiği) size helaldir.” (Maide: 5) buyurarak kitap ehlinin kestiğini istisna etmiştir. Kitap ehlinden kasıt yahudi ve hristiyanlardır.” (Ebu Davud, Kurtubi Tefsiri)
8-Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmuştur: Kim bizim kıldığımız namazı kılar, bizim kıblemize yönelir ve bizim kestiğimizi yerse Müslümandır. (Buhari) Çok açık bir şekilde buyurulmaktadır ki: “Bizim kestiğimizin yenmesi Müslümanlığın şartlarındandır. Kafirlerin kestiğini yemeyin” manasındadır. Yalnızca ayet ehli kitabı istisna etmiştir. Oda bilinen bir husustur.
Ahmed bin Yunus (öl: 227 hicri), Ahmed bin Hanbel onun hakkında bir talebesine şunları söyler: “Ahmed bin Yunus’a git. O İslam’ın alimidir.” [Tezhip el Tezhip: 1/29] Kutubi Sitte alimleri ondan hadis rivayet etmiştir. Rafiziler (Şiiler) hakkında hükmünü İbni Teymiye şöyle nakletmektedir; “Dedi ki; ‘Eğer bir Yahudi ile bir rafizi koyun keserlerse ben yahudinin kestiğinden yerim. Ama rafizinin (Şianın) kestiğinden yemem. Çünkü o İslam’dan dönmüştür (mürtet olmuştur.)” [Sarimu’l-Meslul: 570]
İmam Buhari dedi ki; “Namazımı cehmiye ve rafiziler (Şiiler) ya da hıristyan ve yahudiler arkasında kılmakta fark görmüyorum. Onlara selam verilmez. Hastaları ziyaret edilmez. Onlarla nikâh yapılmaz. Şahitlikleri kabul edilmez ve kestikleri yenmez.” [Halku Af’al el’ibad: 125]
İmam Serahsi şöyle diyor:“Alimlerin icmaıyla, iki şeyin helal olması dine bağlıdır. Bunlar; kesilen hayvan etleri ve evlenilecek kadınlardır. Mürtedin ise dini yoktur.” (El-Mebsut c: 10 s: 104)
İmam Şafii; Müslümanlar ile Ehli Kitabın dışındaki kimselerin kestikleri etlerden yemenin Maide:3 ve Maide:5 ayetlerine göre haram olduğunu söylemiştir. (Mezahibu’l-Erbaa c:1 s:729)
İbni Kayyımşöyle diyor:“Kitap ehli dışındakilerin kestiği ölü hükmündedir. Kitap ehli dışındaki müşriklerin kestiğinin haram olmasının bizim bildiğimiz ve bilmediğimiz birtakım faydaları vardır.” (İlamu’l-Muvakkiin)
İbni Mesud, İbni Abbas, Ali, Cabir ve Ebu Burde radıyallahu anhum’dan nakledilmiştir ki; Müslümanlar Fars ve Rum diyarlarını fethettikleri zaman bu gibi karışık milletlerin bulunduğu diyarlarda, hayvan kesenlerin müşrik mi, yoksa ehli kitap mı olduklarını araştırıyorlardı. (El-Muğni ala muhtar el-harki c:9 s:393)

Hayvanı Keserken Her Besmeleyi Zikredenin Kestiği Yenir mi?



Şu bilinen bir haktır ki yeryüzü müşriklerinin sayısı, Allah Subhanehu ve tealanın bileceği çokluktadır ve öyle farklı Allah inançları, adetleri ve kültürleri vardır ki bunu yine Allah bilir. Zındık İbni Arabi ve taifesi her şeyi Allah olarak algıladıklarından, onların hayvanı keserken Allah’ı zikretmeleri ne anlam ifade eder? Onlar haşa Firavuna bile Allah diyorlardı. Hz. Ali’ye Allah’ın hulul ettiğini söyleyen Şiilerin, hayvanı keserken Allah demeleri, acaba Yüce Rabbimizin bizden istediği bir Allah’ı anma şekli midir? Onun için et yeme meselesinde helalliliği belirleyen illetin Besme olduğunu söylemek yanlıştır. Naslardan da anlaşılmaktadır ki, burada ki illet kişinin hangi dine mensub olduğudur. Şimdi kısaca bunun delillerini zikredelim.

İmam Taberi şöyle diyor:
“Kitap ehlinin kestiğinin helal olabilmesi için Allah’ın ismini zikretmeleri şart değildir. Çünkü onlar Allah’ın ismini söyleseler bile, gerçek mabud olan Allah’ı kastetmezler. Mesih’in babası veya Uzeyr’in babası olduğuna inandıkları Allah’ı kastederler. Gerçek mabudun ismini kastederek söyleseler bile, ehli kitab kafirlerin besmele çekip çekmemesi önemli değildir.” (Kurtubi Ahkamu’l-Kur’an c: 6 s: 52) Besmele illet olsaydı, ister bilerek, ister bilmeyerek, ister unutularak terkedilmiş olsun, besmele zikredilmeden kesilen hayvanların etlerinden yemek haram olurdu. Halbuki Cumhur Ulemaya göre, besmele unutularak zikredilmese de, kesilen hayvanın eti helaldir, yenilebilir.
“İster Müslüman ister kitap ehli olsun, hayvan keserken besmeleyi zikretmeyenlerin kestikleri yenmez” diyen alimler, hiçbir zaman; “müşrikler besmele çekerek hayvan keserlerse, kestikleri yenir” dememişlerdir. Besmeleyi şart koşan alimlerin bazıları, bunu sadece Müslümanlar için, bazıları da hem Müslümanlar hem de kitap ehli için şart koşmuştur.Besmeleyi hayvan etinin yenmesi için illet kabul edip, zikreden kim olursa olsun, kestiği hayvanın eti yenir demek yanlıştır. Çünkü birşeyin illet olabilmesi için bir takım şartlar vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:

1- İllet olacak vasfın herhangi bir nassa zıt olmaması gerekir. Halbuki besmelenin illet olmadığını gösteren naslar mevcuttur.
Aişe (r.a) şöyle demiştir:“Rasulullah (s.a.s)’e bir grup müslüman geldi ve dediler ki:“Yeni Müslüman olmuş bir kavim bize et getiriyor. Keserken Alllah’ın ismini zikredip zikretmediklerini bilmiyoruz. Ne yapalım?” Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s):“Siz Allahın adını zikrederek yeyin” buyurdu. (Buhari, Ebu Davud, Nesai, İbn-i Mace, Malik)
Şayet besmele illet olsaydı, yeni Müslüman olmuş bu kimselerin kestiklerinin, keserken besmele çekip çekmedikleri bilinmediği için yenilmemesi gerekirdi. Rasulullah (s.a.s)’in bu etlerin yenilmesine izin vermesi besmelenin illet olmadığını gösterir.

2- İllet olan vasıf ortadan kalktığında, ona bağlı olan hüküm de ortadan kalkar. Şayet besmele illet olarak kabul edilirse, unutularak dahi olsa, besmele zikredilmediği taktirde kesilen hayvan etinin haram olması gerekirdi. Halbuki Cumhur Ulemaya göre, bir Müslüman besmeleyi unutma sebebiyle zikretmezse, kestiği hayvanın eti haram olmaz, helaldir ve yenilebilir. Besmele, kesilen hayvan etinin helal olabilmesi için şarttır, diyen alimler bile besmelenin illet olduğunu söylememişler ve “hayvanı besmele ile kesen kim olursa olsun, isterse bir müşrik olsun, kestiği helaldir yenilebilir” dememişlerdir.
Mesela; namazın sahih olabilmesi için abdestli olmak şarttır. Bir kimse abdesti olmadığı halde namaz kılsa, kıldığı namaz batıl olur. Fakat buradan yola çıkarak; “abdesti olan ve bütün şartlarını yerine getirerek namaz kılan bir kafirin kıldığı namaz geçerlidir” şeklinde bir hükme varılamaz. Aynı şekilde; “bir kafirin besmele dahil bütün şartlarını yerine getirerek kestiği hayvanın eti de helaldir, yenilebilir” denilemez.

Sahabelerin, Müşriklerin kestiğinin yenmeyeceğine dair icması açıktır. Buna muhalefet eden kim varsa delilleri getirip ortaya koyar ve Rasulullah ile Sahabenin, Müşriklerin besmeleyi zikrederek kestiklerinden yediklerini naslarla ispatlar. Ama bununla alakalı hiçbir sahih nakil bulunmamaktadır. Aksine bir çok rivayet onların bunu haram saydığını göstermektedir.





Sonuç:
“Üzerine Allah’ın adı anılmayan (hayvan)ları yemeyin!” (En’am: 121)
“Üzerine Allah’ın adı anılan (hayvan)ın etini yeyin!” (En’am: 118)
Ayetlerin umum olan manalarını hususileştiren “..sizin kestiğiniz müstesna..” (Maide: 3) ve “..Kitap ehlinin yemeği size helaldir..” (Maide: 5) ayetleridir. Ayrıca Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:
“Mecusilerin kestiklerini yemeyin, kadınlarıyla evlenmeyin.” (Ebu Davud)
“Bizler harp diyarında bulunuyorduk. Bizimle beraber Berberiler ve Mecusiler de vardı. Onlar bize kesilmiş koç getiriyordu. Fakat biz onların kestiklerini yemiyorduk.” (Müslim)
“Ali b. Ebi Talib (r.a) Beni Tağlib hıristiyanlarının ne kestiklerinin yenmesini ne de kadınlarıyla evlenilmesini helal sayıyordu. Çünkü onlar Müslüman olduktan sonra irtidat edip hristiyan oldular.” (İbn Kudame, el-Muğni c:9 s:388)
En’am: 118 ve 121 ayetlerini açıklayan diğer ayet ve hadisler olmasaydı kim olursa olsun, ister müşrik, ister mecusi olsun besmele çekip kestiklerinde onların kestiği yenir, şeklinde hüküm çıkarmak bir anlamda doğru olabilirdi. Fakat bu ayetlere açıklık getiren ayet ve hadisler olduğu halde ‘kim keserse kessin, besmele çekerse onun kestiği yenir’ diyerek, bir delile bakarak diğer delilleri görmemezlikten gelerek hüküm çıkaranlar;
“Allah’ın ayetlerini az bir pahaya satmayın” (Bakara: 41) ayetinden haşa Allah’ın ayetlerinin çok pahaya satılabileceğini, “Faizi kat kat yemeyin.” (Ali İmran: 130)ayetinden faizin az az yenilebileceğini, “Kadınlar sizin tarlanızdır. Onlara istediğiniz yerden yaklaşın.” (Bakara: 223) ayetinden kadınlarla dübüründen cima yapmanın caiz olduğunu,“İçkili iken ne dediğinizi bilene kadar namaza yaklaşmayın.” (Nisa: 43) ayetinden namaz dışında içki içmenin caiz olduğu hükmünü çıkaranlar gibidirler. Çünkü onlar nasların birine bakıp hüküm çıkartmaktadırlar. Bu ise Ehli Sünnetin menhecine kesinlikle muhalefet etmektir.

Davetimizin sonu, hamd alemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.


__________ __________________________________
(1)
El-Mecmu Şerhi’l-Mühezzeb c:9 s:75-76/Şafii Fıkhı
El- İkna c:5, s:92/Şafii Fıkhı
Kalyubi ve Umeyra c:4 s:240/Şafii Fıkhı
Kifayet’ül-Ahyar c:2, s:140/Şafii Fıkhı
Nihayeti’l-Muhtac c:8 s:106/Şafii Fıkhı
El-İdde Şerhu’l- Umdeh s:457/Hanbeli Fıkhı
Gayeti’l- Münteha c:3 s:371/Hanbeli Fıkhı
Menarü’s- Sebil c:2 s:422/Hanbeli Fıkhı
El-Kafi c:1 s:647/Hanbeli Fıkhı
Mümteha’l- İradat c:2 s:513/Hanbeli Fıkhı
El-Muğni c:9 s:392/Hanbeli Fıkhı
Bedaiu’s-Senai c:6 s:2776/Hanbeli Fıkhı
Tuhfetu’l-Fukeha c:3 s:100/Mezheplerin görüşü
Eş-Şerhu’s-Sağir c:2 s:154/Maliki Fıkhı
Eshelü’l- Medarik c:2 s:54/Maliki Fıkhı
Bidayetü’l- Müctehid c:1 s:473/Mezheplerin görüşü
El-Muhalla c:8 s:190 İbn Hazm Ez-Zahiri
Mezahibu’l- Erbaa c:1 s:726/Dört Mezhebin Fıkhı
(2)
El-Muğni c:9 s:392-393
Kurtubi Tefsiri c:6 s:77-78
(3)
İbn Kudame, el-Muğni c:9 s:388
El-Mecmuğ Şeru’-Muhazzeb c:9 s:81
El-Umm Şafii c:6 s:155
El-Umm Şafii c:7 s:331
İmam Muhammed E-Mebsut el yazması s:142-143
Merdavi El-İnsaf c:10 s:389
İbn Neccar Münteha’l-İradat c:2 s:513

 
  Toplam 189219 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
islamakidesi.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol