İslam Akidesi
  YILBAŞINI KUTLAMAK CAİZ Mİ?
 

islamda 1 ocak yilbasini kutlamanin hükmü nedir?


Yılbaşını kutlamanın hükmü nedir?



Cevab: Allahu Teala Casiye 18de şöyle buyurmaktadır:



Sonra (Ey Muhammed) seni din hususunda apaçık bir şeriat sahibi kıldık. Sen ona uy, bilmeyenlerin hevâ ve heveslerine uyma!

Ve yine Maide 51 de ise:

Ey iman edenler! Yahudileri ve hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onları dost edinirse, şüphesiz o onlardan olur. Şüphesiz ALLAH, zalim kavmi doğru yola iletmez!

Konuyu başkalarına benzeme noktasından ele alan sayılamayacak kadar Hadis-i Şerifler vardır. Bunlardan birinin mealini vermekle yetinebiliriz:

Kim herhangi bir gruba benzeşirse o da onlardandır! (Ebu Davud, Libas 4; Müsned N/50) Özellikle bu Hadis-i Şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere işaret eder. Şeklî benzeşmenin sonuçta itikadî benzeşmeye götüreceğini anlatır: İbn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihî gerçeklere parmak basar. Mağlupların galipleri taklid etme psikolojisi yaşadıklarını anlatır. (İbn Haldun, Mukaddime, trc. I/374-75.)

Sonuç şudur: İnsan ancak sevdiğini, takdir ettiğini ve büyük gördüğünü taklit eder. Şeklî taklit itikadî taklide götürür. Bu ilmî gerçege de dikkat çektikten sonra genel bir fıkhî kaideyi hatırlatıp, mesele hakkında âlimlerimizin istinbatlarını (bir kısmını verdiğimiz naslardan çıkardıkları hükümleri) nakledeceğiz. İttifakla kabul edilen bu fıkhî kaide şudur: Müslümanın, bir başka dinin şiarı (alâmeti farikası) olan bir fiili kendi ihtiyarı ile yapması küfürdür!

Nevruz ve yılbaşı kutlamaları âlimlerimizce başka dinlerin ve inanç sistemlerinin şiarları olarak görülmüş ve bu konudaki hüküm ona göre verilmiştir. Görebildiğimiz kadarıyla, Buhara bölgesi âlimlerimizden Baytekin et-Türkmanî bu tür konularda en geniş bilgiler veren âlimlerimizden biridir. Buna benzer meseleleri müstakil bir kitapla anlatmış ve sözünü ettiğimiz konu üzerinde özellikle ve sayfalarca durmuştur. Bazı Hanefi âlimleri demişlerdir ki, adı geçen bütün bu (başka inançların gereği olan) bayram ve kutlamalara katılan ve bundan tevbe etmeyen onlar gibi kâfirdir. İmam Malik'in arkadaşlarından biri de demiştir ki, Nevruz günü (o günü ta'zim için) bir karpuz kesen sanki domuz kesmiş gibidir. Dolayısı ile müslüman, böyleleriyle oturması, kesmede ve pişirmede onlara yardımcı olması ile günahkâr olmuş olur! (Türkmanî, Kitabu'l-lümu fil-havâdisi vel-bida' I/293-94.)

Meselenin hem hukukî hem de itikadî yönü bulunduğu için fıkıh kitaplarımızın Mürtedle ilgili hükümler, ya da Küfür sözler yer alır ve özet olarak şunlar söylenir: Mecûsîlerin Nevruz (yeni gün, yeni yıl, yılbaşı) kutlamalarına katılmakla da kâfir olur. Çünkü bunda onların o gün yaptıkları şeylere muvafakat anlamı vardır. Daha önce satın almamakta olduğu bir şeyi Nevruz'da, o günü tazim için -yeme içme için değil- satın alması, keza yine o günü kutlayan şirk ehline Nevruz günü, velev bir yumurta olsun, bir şey hediye etmesi de aynıdır! (Hindiyye, N/276-77)

Nevruz'da (yılbaşı gününde) bir müslüman diğerine bir şey hediye etse, ama bununla da o günü tazimi (kutlamayı) düşünmüş olmasa, fakat bir takım insanların o güne mahsus böyle bir uygulaması bulunmuş olsa bunu yapan kâfir olmaz, ancak o günlerde yapmaması, daha önce veya daha sonra yapması gerekir. Ta ki onlara benzemiş olmasın. İbadette muvafakat, yani, onlara has ibadet saatleri olan üç vakitte namaz kılmak haram olursa, ibadet olmayanları bir düşünün!? İmam Ebu Hafs demiştir ki, "Bir adam Rabbine elli yıl ibadet etse, sonra Nevruz (yılbaşı) geldiğinde, o günü kutlamak için şirk yapanlardan birine bir hediye gönderse kâfir olur! (Bezzâziye VI/333; Abdullah b. Muhammed es-Sîbî, el-Abdevî, ed-Delilü-kavim ales-siratil-müstakîm 143)

Onların çoğu şirk koşmaksızın Allah'a iman etmezler! (Yusuf, 106) Bu, Allah'a inandığını söyleyenlerin de şirk koşuyor olabileceklerini, ya da şirk koşanların da Allah'a inandıklarını söyleyebileceklerini anlatır.

Bu gibi kutlamalarda yahudi ve hıristiyanlara benzeme de vardır. Resulullah (s.a.v.) bir Hadis-i Şerifinde şöyle buyurur: Ebu Saîd Hudrî (r.a.) ALLAH Resulü'nün (s.a.v.) şöyle buyurduğunu bildirmiştir: Şüphesiz ki sizler, kendinizden önce gelen milletlerin yoluna karışı karışına, arşını arşınına muhakkak uyacaksınız. O kadar ki, şayet onlar bir kelerin deliğine girseler, siz de muhakkak onların arkasından gideceksiniz! Biz: Ey Allah'ın Resulü! Bunlar yahudilerle hıristiyanlar mıdır? diye sorduk. ALLAH Resulü: Başka kim olacak? buyurdu.

Hulasa :

1- Yılbaşı gibi başka inançların şiarı olan günlere, o güne tazim ve kutlama maksadıyla katılmak, aynı maksatla o günlerde tebrikleşmek ve hediyeleşmek, yine aynı maksatla hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, aynı maksatla bu tür kutlamalara katılmak küfürdür. Bunu yapmış ve tevbe etmemiş bir insanın imanından, nikahından, ibadetlerinin boşa gitmesinden korkulur.

2- Müslümanların, hangi maksatla olursa olsun, o günlere mahsus birşey yapmamaları gerekir.

3- Hindi gibi sırf o günlere mahsus şeyleri, o günlerde satmak, fasıklara "günahta yardım" anlamı taşıdığından, haram ya da tahrîmen mekruhtur. Ancak alacağı para haram değildir. Haram ve günah olan o işi yapmasıdır. Bu hindilerin besmele ile kesilmiş olması halinde böyledir. Besmele ile kesilmemişse "meyte" olacaklarından satılmaları hiç bir surette caiz olmaz!     (ALINTIDIR)

 
  Toplam 189198 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
islamakidesi.tr.gg
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol