Ezher'den olay çıkaracak rapor!

İslam Dünyası'nın en köklü üniversitelerinden El-Ezher Üniversitesi, İranlı din adamı Ebu'l-Hüseyin El-Hueyni'nin "Faslu'l-Khıtaab fi Qatli İbni'l-Khattaab" (İbni Hattab'ın Öldürülmesi Hakkındaki Son Söz) adlı kitabıyla ilgili resmi raporunu önceki gün yayınladı.

Mısır Kültür Bakanlığı'nın kitabın Ocak 2008'de Kahire'de düzenlenen uluslararası kitap fuarında satışına izin vermesi üzerine Mısırlı bir grup vatandaş sözkonusu kitabın satışının yasaklanması için şikayette bulunmuştu.

El-Ezher Üniversitesi'nin raporunda yazarın kitapta başta Hz Ömer olmak üzere Hz. Ali dışındaki diğer halifeleri ve sahabileri tekfir ettiği, kitabın bir çok yerinde onlara sövdüğü bildirildi.

Tanıdık bir imza

El-Ezher Üniversitesi'nin İranlı din adamının kitabıyla ilgili raporunun altında Türkiye'deki okuyucunun yakından tanıdığı Mısırlı alim ve düşünür Prof. Dr. Muhammed İmara'nın imzası yer alıyor.

Başta Zaman Gazetesi, Aksiyon Dergisi, Dünya Bülteni ve Timetürk siteleri olmak üzere çeşitli gazetelerde ve sitelerde yazıları ve röportajları yayınlanan Prof. Dr. İmara, Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç'ın da yazar kadrosunda yer aldığı Hira Dergisi'nin yazarlarından.

Geçtiğimiz yaz Türkiye'ye yaptığı ziyaret sırasında haftalık haber dergisi Aksiyon'a konuşan Prof. Dr. Muhammed İmara, Gülen Cemaati'nin çıkardığı Arapça Hira Dergisi'nin Kahire'de düzenlenen gecesine katılarak Fethullah Gülen'in çalışmalarına övgüde bulunmuştu.

Sahabeye ağır hakaret

Mısırlı alim ve düşünür Prof. Dr. Muhammed İmara'nın imzasını taşıyan raporda belirtildiğine göre, İranlı din adamı kitabında Hz. Ömer'i şu şekilde tasvir ediyor:
"O, Peygamber'e ve ailesine düşmanlık eden Cibt'tir. Kur'an'ı tahrif eden ve yeryüzünde bozgunculuğu yayan, küfrüyle tüm dünyayı karartan bir Firavundur… İnsanlığın ilk gününden bugüne va hatta Kıyamet gününe kadar tanıdığı ve tanıyacağı en büyük puttur… O; Mecusileri, Yahudileri ve Hıristiyanları razı eden bir münafıktır… Erkek koyun bile ondan daha hayırlıdır."

Raporda, kitabın bu ve benzeri ağır hakeretlerle dolu olduğu kaydedilerek kitabın Şiilerce her yıl bayram olarak kutlanan Hz. Ömer'in ölüm yıldönümünün hangi gün olduğunu belirlemek üzere yazıldığı ve kitapta Hz. Ömer'in katili Ebu Lü'lüe El-Mecusi'ye övgüler yağdırıldığı bildirildi.

Raporda ayrıca, İranlı din adamı Ebu'l-Hüseyin El-Hueyni'nin kitabında Ebu Lü'lüe'nin Hz. Ömer'i öldürmekle "tarihin şahit olduğu en büyük putu kırarak" dünyanın daha önce görmediği ve bundan sonrada göremeyeceği en yüce görevi yerine getirdiğini söylediği ifade ediliyor.

Ebu Lü'lüe El-Mecusi'nin Hz. Ömer'i öldürdükten sonra Hz. Ali'nin mucizesiyle Medine'den İran'ın Keşan kentine uçtuğunu yazan Ebu'l-Hüseyin El-Hueyni, Hz. Ömer'in katilinin mezarının Keşan'da olduğunu ve "mü'minler" tarafından ziyaret edildiğini belirtiyor.

Hz. Ömer'in katili adına Keşan kentinde inşa edilen görkemli türbenin yıkılması yönündeki taleplerin son günlerde yoğunlaşması üzerine İranlı yetkililer sözkonusu türbenin Ebu Lü'lüe El-Mecusi'ye değil bir Sufiye ait olduğunu öne sürmüştü. Şia kaynakları ve İranlı din adamı Ebu'l-Hüseyin El-Hueyni'nin kitabı İranlı yetkililerin bu iddiasını yalanlıyor.

İranlı din adamı, Hz. Ömer'in öldürüldüğü günün Şiilerin en faziletli bayramlarından biri olduğuna işaret ettiği kitabında, Şiilerin o günde yıkanarak yeni elbiseler giydiğini, o üç günde kalemin kaldırıldığını ve meleklerin günahları yazmadığını, bu bayramı kutlayanların günahlarının bağışlandığını öne sürüyor.

"Şeytani fikirler"

Prof. Dr. Muhammed İmara imzasıyla yayınlanan El-Ezher Üniversitesi'nin raporunda, Ebu'l-Hüseyin El-Hueyni'nin kitabında yer alan "şeytani fikirler"in ve başta Hz. Ömer olmak üzere sahabeye sövme kültürünün yazarın kapıldığı "şeytani vesveseler"den kaynaklanmadığı, bilakis Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in havarileri sahabilere karşı kin besleyen bir mezhebin inancı olduğuna dikkat çekiliyor.

Raporda ayrıca, Şii din adamlarının kitaplarında sahabilere sövmeleri de kınanarak, Ayetullah Humeyni'nin "Kitabu't-Tahara" (Taharet Kitabı)'nda Peygamber Efendimiz'in sahabilerini, özellikle de Hz. Aişe, Zübeyir ibnu'l-Avvâm, Talha ibni Ubeydillah ve Muaviye ibni Ebi Süfyan'ı "köpeklerden ve domuzlardan daha pis" olarak tanımlaması örnek veriliyor.

Ez-Ezher'in raporunda daha sonra Hz. Ömer'in hayatından ve faziletinden bahsedilerek sözkonusu kitabın Mısır'a girişinin yasaklanması, kitapla ilgili raporun El-Ezher Dergisi'nde ve El-Ezher'in Sesi Gazetesi'nde yayınlanması tavsiye ediliyor.

Hizbullah'ın gözetiminde basılıp dağıtılıyor

Öte yandan Mısırlı yazar Cemal Sultan, El-Ezher Üniversitesi'nin raporuna konu olan "Faslu'l-Khıtaab fi Qatli İbni'l-Khattaab" (İbni Hattab'ın Öldürülmesi Hakkındaki Son Söz) adlı kitabın Hizbullah örgütü kontrolündeki Güney Beyrut'ta bir Şii yayınevi tarafından basılıp dağıtılmasını eleştirerek, ümmetin birliğinden ve mezhepçiliği reddettiğinden söz eden Hizbullah örgütünün böyle bir kitabın basılıp dağıtılmasına nasıl izin verdiğini sorguladı.

Sultan, "El-Mısrıyyun" Gazetesi'nde yayınlanan yazısında Mısır Kültür Bakanlığı'nın kitabın Uluslararası Kahire Kitap Fuarı'nda sergilenmesine izin vermesini de eleştirerek, "Kitapta sahabilere yapılan sövgünün bir damlası Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek'e veya eşine yönelik olsaydı Kıyamet kopardı" dedi.

İranlı din adamı Ebu'l-Hüseyin El-Hueyni'nin sözkonusu kitabında İran'ın Keşan kentindeki Ebu Lü'lüe El-Mecusi türbesi için "İran'daki Şiiler Ebu Lü'lüe –rahimehullah-ın kabri üzerine kubbe ve burçlar inşa ettiler. Onun için ravaklar ve sahanlık yaptılar. Şânını yüceltmek ve Şii dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerine kolaylık sağlamak içinin binasına gereken ilgiyi en güzel şekilde gösteriyorlar" dediğini hatırlatan Sultan daha sonra şöyle dedi:
"Keşan'daki "Ebu Lü'lüe Türbesi" skandalını dile getirdiğimde Muhammed Ali Et-Teshiri beni yalanlamıştı. Bir ay sonra özür dileyerek Dr. Muhammed Selim El-Avva'ya bu türbenin varlığını itiraf eden bir mektup gönderdi. Mektubunda bunun avâmın işi olduğunu ve türbeyi kaldıracaklarını öne sürdü. Ardından İranlı din adamı ve içişleri eski bakanı Ali Ekber Muhteşemi ortaya çıktı ve makamına layık olmayan sözlerle kıvırmaya kalkıştı. Bazı Arap gazetecilere yaptığı açıklamada bu türbenin Hz. Ömer'in katili "Ebu Lü'lüe"ye değil, "Ebu Lü'lüe" isimli bir şaire ait olduğunu söyledi. Bütün bunlar apaçık birer yalan. Çünkü Şia kaynakları Ebu Lü'lüe ve mezarı hakkındaki bilgilerle dolu."

Mısırlı yazar, El-Ezher Üniversitesi'nin "Faslu'l-Khıtaab fi Qatli İbni'l-Khattaab" (İbni Hattab'ın Öldürülmesi Hakkındaki Son Söz) adlı kitapla ilgili raporuna da değinerek, bu "tarihi" açıklamanın kendisine ekleyecek bir söz bırakmadığını kaydetti.